3 Şubat 2012 Cuma

Tembelim Ben

İşte... bana tembel diyenlere gelsin ; (Alıntı)

MAZERETİM VAR,TEMBELİM BEN...


Madde 1 : İnsanlar yorgun doğar, dinlenmek için yaşar.

Madde 2 : Çalışmak yorar.

Madde 3 : Gündüz dinlen ki gece rahat edesin.

Madde 4 : Yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.

Madde 5 : Yarın yapabileceğin işi bugün yapma.


Madde 6 : Bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.


Madde 7 : Dinlenen birini görünce otur ona yardım et.

Madde 8 : Oturmak mümkünse ayakta durma, yatmak mümkünse oturma.

Madde 9 : Tembellikten kimse ölmemiş.

Madde 10 : Çalışma isteği duyunca biryere otur isteğin geçmesini bekle.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Hayat

Şu bizim şımarık çocuk... Nasıl da üzüyor bizleri, acımasızca yalnızlığa sürüklüyor her geçen gün ...
           Belki sevdiklerimizi de alıyordur ya da sevmediklerimizi .
Belki mutluyuzdur .. sebepsizce ,  hayata inat .
                  Fazla  geleceği merak ediyoruzdur, başımıza neler geleceğini bilmeden .
Şu bizim şımarık çocuk diyorum, çok gaddar;
 üzülmemize nasıl göz yumabiliyor ?
                 Çok  inatçı,aksi .. Bizi hiç görmüyor..
Sanki yokmuşuz gibi...
Biraz da kıskanç sanırım , bizim mutsuz olmamızı istiyor.. Ne varsa alıp götürüyor!
              Bazende maziyi özlüyor sanırım , Her gelen yılın bir önceki yıldan acısını çıkarıyor.
Bi hayli yorgun.. herkesi , sebebsizce bırakmak istiyor .
                      Bazende çok yaşanılası oluyor ..
Fazlasıyla burjuva , ukala, sevimsiz birşey olup çıkıveriyor .
                                              Artık kime özeniyorsa. !


O bile çaresiz oluyor yeri geldi mi .
        Hah işte tam zamanı ! nasıl da düştün elime .. !!


♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥  ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ ♥ 
Ah be şımarık çocuk ! hiç orta yolu bulamaz mısın sen ?
Ya neden fazla iyi, mutlu olursun ..
        Ya da çaresiz,yalnız,mutsuz ...

28 Ocak 2012 Cumartesi

Öğrendim

Bu yazıyı okudukça kendime yeniden,yeniden geliyorum . Ve hayatın ''anında'' yaşanılması gerektiğini, sevdiklerimi de asla üzmememi  Öğrendim bende ...
*** ** * **
İnsanlara kendimi zorla sevdiremeyeceğimi öğrendim .
Yapabileceğin tek şey sevebilecek biri olmak. 
Gerisi onlara kalmış...
İnsanları ne kadar düşünürsen düşün,
Onların seni o kadar düşünmediklerini öğrendim.
Güven elde edebilmek için yılların gerektiğini,
Ama yok etmek için saniyelerin bile yettiğini öğrendim.
Önemli olanın hayatındaki eşyaların değil,
Hayattaki kişilerin olduğunu öğrendim
İnsanın ancak on beş dakika çekici olabildiğini ,
Ondan sonra alışıldığını öğrendim .

Kendimi karşılaştırmak için başkalarının en iyi yaptıklarını değil,
Kendimin en iyi yaptıklarını ölçüt almam gerektiğini öğrendim.
İnsanlar için olayların değil,onların daha önemli olduklarını öğrendim .

Ne kadar ince kesersen kes,
Kestiğinin her zaman iki yüzü olacağını öğrendim .
Sevdiğin kişilere sevgi dolu sözler söylemen gerektiğini,
Belki bu defa onları son görüşün olabileceğini öğrendim .

Her ne kadar onu çok düşünsen de,
Yine de gidebileceğini öğrendim .

Kahramanların,yapılması gerekenleri ne pahasına olursa olsun,
Yapanlar olduğunu öğrendim.
 İnsanların seni hep hesapsız sevdiğini,
    Ama bunu nasıl göstereceklerini bilemediklerini öğrendim.

Sinirlendiğimde gerçekten buna değse bile,
Asla acımasız olmamam gerektiğini öğrendim.

Aramızda uzak mesafeler olsa bile 
Gerçek dostluğun,aşkın büyüdüğünü öğrendim.

Bir arkadaşın ne kadar iyi olursa olsun seni üzeceğini 
Ve senin yine de onu affetmem gerektiğini öğrendim.

Bazen başkalarını tarafından affedilmenin yetmediğini öğrendim.

Kendini de affetmeyi öğrenmelisin .
Kalbin ne kadar kırılmış olursa olsun,
Dünyanın senin acılarından dolayı durmayacağını öğrendim.

Geçmişimiz ve durumumuzun olduğumuz kişiliği etkilediğini ,
Ama olmamız gerekene karşı sorumlu olduğumuzu öğrendim .

İki kişinin tartışmasının ,
Birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmediğini öğrendim.
Ve tartışmadıkları zamanda sevdikleri anlamına gelmediğini.

Bazen kişiliğini eylemlerin önüne koyman gerektiğini öğrendim .

İki kişinin tamamen aynı olan bir şeye baktıklarında bile ;
Farklı şeyler görebildiğini öğrendim .

Hayatlarında hep dürüst bir şekilde daha ileriye gitmek isteyen kişilerin,
Sonuçları önemsemediklerini öğrendim.
Seni doğru dürüst tanımayan kişilerin,
Hayatını birkaç saat içinde değiştirebileceklerini öğrendim.

Verebileceğin birşey kalmadığında bile bir arkadaşın ağladığında ,
Ona yardım edebilecek gücü bulabileceğini öğrendim .

Yazmanın, konuşmak kadar duygusal çaba gerektirdiğini öğrendim.

En fazla önemsediğim kişilerin benden hep uzaklaştırıldıklarını öğrendim .
İnsanları üzmeden ve duyarlı olarak kendi fikirlerini söylemenin çok zor olduğunu öğrendim.
Sevmeyi ve sevilmeyi öğrendim ... Öğrendim...
OMER B. WASHİNGTON 



26 Ocak 2012 Perşembe

Onlara İyi Davranın

Onlar olmadan hayatımız çok fazla sıradan ..  Kim mi onlar ? tabii hayatınızın herşeyi ..
Hayvanlar ...
Gerçi ben Hayvan demeyi pek sevmem, Çünkü bazı insanlardan daha insanlar ..
Onların duyguları, kendilerini size adamış hayatları var .
*** 
Benimde bebeklerim var,biri Pakize diğeri Cano :)
Pakizem'i bir barınaktan sahiplendim, kırma nazlı kızım benim .
Cano'm ise Golden Retriever hediye geldi doğum günümde birden hayatıma giriverdi .
Şöyle dönüp bakıyorumda iyi ki benimle beraberler  .. İnsanlardan görmediğim karşılıksız sevgiyi,merhameti onlarda buldum .
Sınav haftalarında, ben hastalandığımda,mutlu günlerimde,kötü günlerimde.. 
Kısacası hayatımın her anında benimle oldular .
Üzgün olduğumu anlayınca Pakize'm hemen yanıma gelir kucağıma yatar . 
Cano'm da o gün beni hiç üzmez yaramazlık yapmaz öylece köşesinde oturur :))
Ne zaman neşem yerine gelse anlarlar, anında şımarmaya başlarlar .
Sonra Baş edebilene aşk olsun :)))
***
Paylaşmayı,sevgiyi kısacası hayatınızı onlar da buluyorsunuz .
Hayatı yaşanılabilir kılan onlar . Çok geç olmadan sizde sahiplenin . 
Sizde anlayacaksınız ki , Hayat onlarla güzel ... 

25 Ocak 2012 Çarşamba

Vurulduk Ey Halkım UNUTMA Bizi

Vurulduk Ey Halkım Unutma Bizi
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
Bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
Yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık...
Vurulduk ey halkım, unutma bizi
Yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
Taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi.
Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. gelinliklerimizin
Ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik
Önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bağımsızlık, mustafa kemal'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,
Başlarımızı ezmek
Kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi.
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
Bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi.

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık. içimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
Mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi.

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
Ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere
Bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.

Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak
Ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
Ey halkim unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
Simdi hep birlikteyiz

Ey halkım, unutma bizi.

22 Ocak 2012 Pazar

Ahh Nerede O Eski Bayramlar ??

''Milli Bayramlar'' o ülkenin beraberliğini ,kültürel değerlerine önem verildiğini gösterir . 
Gelde bunları Milli Eğitim Bakanına anlat !!! 
Yok neymiş çocuklar üşürmüş mayısta , veliler şikayet ediyorlarmış , çocuklarımız hasta oluyorlar diye . !
Ben velilerinde , Milli Eğitim Bakanın'ında akıllarından şüphe duyarım.
''Çocuklar üşür.'' Ne demek ya ? Yok artık . Temmuz'da da montla gezeriz . 
Yada ne bileyim 30 Ağustos'ta çok sıcak olur bayram hiç çekilmez canım . !!
***
29 Ekim'de Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamamıştık .  (24  askerimiz şehit olmuştu.)
Ve bayramı iptal ettiler. Sonra Başbakanda düğüne katılmıştı ...
***
Eskiden sevinçle kutlanırdı her bayram .. Bayraklar cıvıl cıvıl süsler ...
Şimdi onlardan eser yok . !!
***
ATAM'ızın bize bıraktığı manevi değerleri yok etmeye çalışıyorlar .
Böyle zamanlarda beraber olmamız gerekirken yaptıkları şeylere bak. !!

17 Ocak 2012 Salı

Kitap Okumaya Ne Dersin ??

Kitap okuma alışkanlığı günümüzde yok olmuş durumda . Cahilliğin tavan yaptığı bir dönemdeyiz . Bu olayın ciddiyetinin bugün bir kitapçıya kitap almaya gittiğimde fark ettim ...
Kitap her ay alır okurum . Okuduklarımı arkadaşlarımla ve çevremle paylaşır onlarıda okumaya yönlendiririm . Malesef aldığım cevap hep aynı ''okuyup ne yapıcaz amaaan.'' Üzücü bir durum . Neden öyle diyorsunuz dediğimde birde zeytinyağı gibi üste çıkmaları yok mu .. Deli oluyorum  :)
İnsan kitap okuyarak gelişir, bakış açısını ve dünyasını zenginleştirir .
Ve böyle insanlar hep hayatlarında başarılı , önder olmuşlardır.
Örneğin ATATÜRK..
Hayatı boyunca tam 3 bin 397 kitap okumuş .. Ve bizimde okuyan bir TÜRKİYE olmamızı istemiştir. Malesef ATAM'ızın diğer eserlerine sahip çıkamadığımız gibi kitap okuma konusunda da sessiz kaldık. 
Bundan birkaç yıl önce bir kanalda ''İstiklal Marşı ve ilk kıtasının nasıl başladığı'' sorulmuştu. Sonuçlar berbat gerçekten . Onlar orda söylerken ben utandım . 
En çok kitap okuyan ülke ''ÇİN'' (Çin yerine TÜRKİYE yazmayı çok isterdim .....)
Okumanın yanı sıra gelişmiş ülkeler arasında . 
Kitap değil, para konusunda cimri bir toplumuz . Kitaba vereceğimiz paraya gider ''ekmek alırız'' . Diye düşünen insanlar var .!!! Hayatı sadece yemek masası ve tuvalet arasında geçen insanlar var..
Okumayan,araştırmayan ''ver yiyeyim ört yatayım'' misali ..
''Boş zamanlarınız da kitap okuyun.'' Böyle düşünen insanları hiç anlamadım..UNUTMAYIN KİTAP OKUNARAK GEÇEN ZAMAN BOŞ ZAMAN DEĞİLDİR.!! Öğrenme ne zamandan beri boş zaman oldu??.
Hz.Ali;
''-Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum.'' Demiş. Öyleyse kitap en iyi önderdir,arkadaştır.
Kitap okumayı alışkanlık haline getirmeli küçük kardeşlerimizede örnek olmalıyız. UNUTMAYIN , ağaç yaşken eğilir . !